19 Şubat 2015 Perşembe

Nebraska (2013) - Bir Amaç Olarak Yol

Sideways  ve The Descendants filmleriyle uyarlama senaryo dalında 2 kez Oscara ulaşan 2000lerin en başarılı Amerikan bağımsız yönetmenlerinden Alexander Payne, son filmi Nebraskada bu kez sadece yönetmen koltuğunda oturuyor. Baba-oğul hikayesi olarak başlayıp eksenini dramatik bir aileye ve kasabaya çeviren senaryo, yol hikayesi formülünü takip etse de Payne'in çabasıyla türe çok şey katıyor. Gücünü naifliğinden alan, temaya uygun siyah-beyaz tercihiyle de benzerlerinden bir adım öne çıkan filmi, yönetmenin ─şimdilikbaşyapıtı olarak nitelemek yanlış olmaz.


Filmin ana karakteri Woody Grant, emeklilikten sıkılmış kendine bir meşgale arayan huysuz bir ihtiyardır. Kendisine gönderilen sahte piyango biletinden kazandığına inandığı 1 milyon dolar kafasını meşgul etmektedir. Film, Woody'nin ikramiyeyi almak için Lincoln, Nebraskaya  yürüyerek gitmeye çalıştığı görüntüyle açılıyor. Başkasını inandıramadığı ve ehliyeti olmadığı için bu yolu seçiyor. Abisine göre daha hassas olan küçük oğlu David, babasının şehirden sıkıldığını anlayıp onu Nebraskaya götürmeyi kabul ediyor. Onun şu sözleri filmin ve Woody karakterinin özeti: Adama bir yaşama amacı gerek. Bütün mesele bu.


Baba-oğul, Davidin şoförlüğünde Nebraska yolculuğuna başlıyorlar. Woodynin geceyi geçirdikleri otelde düşüp kafasını yarması planlarını bozuyor ve hafta sonluğuna memleketlerine, baba yurduna uğrama kararı alıyorlar. Hawthorne isimli kasabaya Kate (anne) ve büyük oğul Rossun da gelmesiyle aile tamamlanmış oluyor: Gençliğini ve yetişkinliğini içki içerek harcamış Ross'a göre sorumsuz─ baba, evdeki alkolik adamla uğraşmaktan hafif kafayı çizmiş çenesi düşük anne, başarılı sayılacak bir kariyeri olan fakat mutsuz ağabey ve ikinci esas karakterimiz, işinde, sosyal ilişkilerinde, genel anlamda hayatta başarısız kardeş.

Filmin kasabada geçen kısımları, konunun derinleşmesi ve ailenin bir araya gelmesi açısından önemli. Woodynin içinde ukte kalmış belli ki kasabada yaşadığı veya yaşamadığı şeyler. Piyango ödülü bir fantezi nesnesi ve kasabanın buna inanması ─aslında onlar da bir heyecan arıyorlar─ sonucu kısa bir süreliğine de olsa kahraman oluyor. İşin ucundaki para ise eş-dost-akraba arasında küçük hesapların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Küresel bir portre izliyoruz; küçük resimde bir aileyi büyük resimde de akraba çevresi ve kasabayı. Şehirlerden önceki yerleşim yerlerimiz olan kasaba veya köyleri hüzünle anıyoruz. Kasaba insanı sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış. Woody’ye az da olsa hak veriyoruz böylece; içki içmekten başka yapacak bir şeyin olmadığı bir yer. Bu hüzünlü kasabada eski defterler açıldıkça, filmin gözlemci karakteri David babasına yakınlık duyuyor. Eski sevgilisinin ve Katein kendisi için verdiği mücadele, Kore gazisi olduğu, arkadaşı engellememiş olsa David doğmadan önce Kate ile boşanacağı gibi Woody hakkındaki bilgiler, donuk ve umarsız ihtiyarı az da olsa anlamamıza onunla empati kurabilmemize yardımcı oluyor. Film, ayrıntılarıyla zenginleşiyor ama bütünlüğünü kaybetmiyor. Kafamızda hala Nebraska var.


Bruce Dern o kadar iyi rol yapmış ki, hayatının rolünü oynamış desem abartmış olmam. Maalesef bu performansıyla Oscar ödülüne layık görülmedi. En azından Cannes Film Festivalinde en iyi aktör ödülünü alması sevindirici. Aslında filmde kötü oynayan oyuncu yok. Halihazırda filmi tek başına sırtlayacak bir karakter varken yan karakterler, filme ayrı bir renk katmış. Senarist Bob Nelsonın başarısı da burada, bu detaylarda. Kasaba halkı, bir kaç replik sunan oyuncular bile filmin gerçekçiliğini bozmamış. Filmdeki performansıyla Oscarda yabancı kadın oyuncu adaylığı alan June Squibb de Kate karakteriyle harikalar yaratmış ve filmin komedi yükünü neredeyse tek başına taşımış. Öyle ki beklemediğiniz sahnelerde Katein repliklerine gülmekten filmin dram olduğunu unutabilirsiniz. Burada Will Forte ve Bob Odenkirk isimlerini anmazsak haksızlık etmiş oluruz. Sade oyunculuklarıyla filmi kotarmışlar.

Filmin bir başka artısı da müzikleri. Gelecekte, belki de, filmin ruhuna büyük katkı sağlayan Mark Ortonın besteleriyle hatırlayacağız bu güzel filmi. (9/10)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1. Geleneksel Tunç Kozalak Ödülleri

Selamlar! Yine film görmekten sıkıldığım, 2019 filmlerini eritmeye çalışırken işkence çektiğim, Twitter'da her gün başka film övülürken...